a
  • nedir?
  • blog
  • kayıt ol
  • giriş

  • English Polski Español Français 中文 (Chinese Simplified) Türkçe
  • reskizm
  • güncelle
    Eki. 28, 2014

Takip Ettikleri (2)

Takipçileri (4)

  • Genel
  • Önermeler
  • Safsata Raporları

Tanrı hepimizi sahipsiz bıraktı.

Bardan ayrılırken yalnız eve gittik.

Tanrı hepimizi sahipsiz bıraktı.

Sandalyelerin dört ayağı olduğu gibi tanrının da uzuvlarından daha görkemli şeyleri vardır.

Demokrasi pratikte hiçbir zaman başarılı olamayacaktır

demokrasi geçmiş edinimlerine bakıldığında yaşandığı anlaşılacaktır.

mesafelerin arasında kaybolmak tüm çağlarda mevcuttur.

Bu metin örnektir. Düzenleyiniz

Hareket halinde olmak hareketsizliğin aksine daha çok perspektif seçeneğini sunmaktadır.

kopuşun da olduğu bir süreklilik mevcut ve bu mevcudiyet içinde insanın sahip olduğu tahayyüll er dolayımsız bir şekilde zuhur etmektedir.

Hareket halinde olmak hareketsizliğin aksine daha çok perspektif seçeneğini sunmaktadır.

hareket halinde olmak sürekli görüş alanının genişletir, zinde tutar ve yeniden üretir.

Tanrı hepimizi sahipsiz bıraktı.

istediğimi emir gibi uygulayan bir Tanrı ile aramda sonsuz mesafe var ve O bunu bilmekte.

Çığlıklar eşliğinde geçen bir zamanın anısı, diğer zamanlarda da yankısını bulur.

Bu metin örnektir. Düzenleyiniz

felsefe kavrayıştır. Çalışma biçimi(formu) ise kavram yaratmaktır.

Bu metin örnektir. Düzenleyiniz

Hareket halinde olmak hareketsizliğin aksine daha çok perspektif seçeneğini sunmaktadır.

Zaten asıl mesele de burası, hareketlilik , diğer bir deyişle , yenilik mevcut varolan perpektif üzerinde baskı kurar ve kendisi kurduğu bu baskıdan iktidar elde eder ve karşısındanki düşüncede bu süre içerisinde esneklik kazanır. yoksa -bakmanın- -görmek- olmadığını ben de biliyorum.

Teknoloji insan hayatını kolaylaştırdığı ölçüde insanları birbirinden uzaklaştırır.

bu uzaklığın temel farkı da yapay olması, doğal bir uzaklık niteliği taşımamasıdır. Yani kişi ne kadar yakınında olursa olsun aslında uzağındadır.

ulusçuluk, milliyetçilik, ırkçılık, vatanseverlik ve yurtseverlik kavramları Türkiye'de birbirine karışmıştır.

bu kavramların tümü birbirinden farklı özellikleri olup, farklı zaman dilimlerinde ortaya çıkmışlardır. yurtseverlik ve vatanseverlik birbirine biraz yakınken , ulusçuluk ve milliyetçilik de birbirlerine daha yakın bir konumda durmaktadırlar. ırkçılık ise kavram olarak 20. yüzyılın üründür.
1 destekleyen

ulusçuluk, milliyetçilik, ırkçılık, vatanseverlik ve yurtseverlik kavramları Türkiye'de birbirine karışmıştır.

ırkçı ( rasist ) edinimler tarihin çok eski dönemlerinden itibaren yaşanmıştır. misalen, İspanyol Musevileri, Amerika ve Afrika yerlileri buna maruz kalmışlardır.

ulusçuluk, milliyetçilik, ırkçılık, vatanseverlik ve yurtseverlik kavramları Türkiye'de birbirine karışmıştır.

2011'de Yunanistan ve Türkiye'yi kapsayan bir anket araştırmasına göre; Yunanlar için milliyetçilik , faşizmi ve nazizmi çağrıştırırken, Türkler içinse vatanseverlikle neredeyse eş tutulmaktadır. buradan yola çıkarak , Türkiye'de bir kavram kargaşası olduğunu söylemek mümkündür.

ulusçuluk, milliyetçilik, ırkçılık, vatanseverlik ve yurtseverlik kavramları Türkiye'de birbirine karışmıştır.

bireyselliğin güçlü olduğu toplumlarda bunlar birbirinden ayırt edilebilir niteliktedir. Türkiye gibi kollektivist kültürün ağır bastığı toplumlarda ise bir kakofoni mevcuttur.

ulusçuluk, milliyetçilik, ırkçılık, vatanseverlik ve yurtseverlik kavramları Türkiye'de birbirine karışmıştır.

siyasi partileri ve partiler içindeki hizipleri yaratan bu düşüceler ve hareketlerdir. dolaysıyla son üç yüzyıldır güçlü olan bu düşünceler siyasi partileri de araçsallaştırmışlardır. keza siyasi partilerin tarihine bakıldığında bu ideoloji ve akımlardan sonrasına tekabül eder.

Hareket halinde olmak hareketsizliğin aksine daha çok perspektif seçeneğini sunmaktadır.

yeni olan eski olan ile uyum içinde /birarada olabilir. ancak sürekli bazen yoğun görünümlü bazen düşük ölçekte bir gerilim hali hakimdir. çünkü yeni olan, eskinin alışkanlığını tehdit eder. ve eski olan kültürel geçmişten aldığı güçle yeni olanın karşısında yer alır.

Hz. İsa yahudidir.

Hazreti İsa bir yahudiydi sonra hıristiyan oldu.

Romanlardaki güçlü kahramanları sevmeyiz.

bu karekterleri fazlasıyla kıskanırız.

Romanlardaki güçlü kahramanları sevmeyiz.

Romanları roman yapan başat özelliklerden bir tanesi de budur. öreneğin Dostoyevski'nin Budalası ya da yine aynı mantıkla Turgenyev Bozarov'u neden öldürdü Babalar ve Oğullar romanında.
Daha fazla yükle

arguman is an open-source project.

Kullanım Koşulları | Öneri ve şikayet